Başkanın Mesajı 31.12.2016

2016 yılında ortaya çıkmasına pek ihtimal vermediğimiz olaylara tanıklık ettik demek, kesinlikle abartı olmayacaktır. Çünkü gerek dünyamızda ve gerekse ülkemizde olağan üstü gelişmeler yaşandı.

Dünyamıza baktığımızda; ABD’nde, kesin Hillary Clinton seçilecek derken bir anda Donald Trump başkan seçildi. Suriye’de artık rejim yıkılır derken Rusya ve İran’ın desteğiyle Esat yeniden ülkede egemen olmaya başladı. Avrupa Birliği’nin kalelerinden biri olarak baktığımız İngiltere, üyelikten ayrılma kararı verdi. ABD başkanı Obama yıllardır ülkesinin yıkmaya çalıştığı Küba’yı ziyaret etti. Demokrasinin beşiği bazı Avrupa ülkelerinde ırkçı söylemli aşırı sağ siyasal hareketler iktidar namzeti haline geldi. 2016’nın son acı sürprizi ise dünyaca ünlü müzik topluluğu Kızıl Ordu Korosu’nu taşıyan uçağın düşmesi oldu…

Türkiye’ye baktığımızda; artık bir daha yapılmaz dediğimiz darbe girişimine sahne olurken, çözüm sürecinde terör örgütlerince sinsice saklanan silahlar ortaya çıkarılarak, ülkemizin değişik yerleri kan gölüne çevrildi. Bu arada yıllar sonra ilk kez bir diplomat kalleşçe bir suikast sonucu öldürüldü… Parlamenter sistemin yerini alması beklenen başkanlık sistemini öngören anayasa değişikliği görüşülmek üzere meclise sunuldu…

Belirttiğim gibi, geride bırakırken aklımızdan bile geçirmediğimiz olaylar yaşandığımız 2016’nın hafızalarımızda hepimizi üzen, acı veren anlarla iz bıraktığı bir yıl olduğunu düşünüyorum.

Sevgili Basisenliler,

Tabii ki, geçmişte takılıp kalmanın bir anlamı yok, geçmiş gelecek açısından biriktirdiği deneyimler açısından önemlidir. Önemli olan önümüze ve yarınlara bakmaktır. Bu bağlamda önümüze yani 2017 yılına bakmamız, umut ve özlemlerimizin 2017 yılında gerçekleşeceğini ummamız gerekir. 2017’ye baktığımızda ana hatlarıyla neler yaşayabileceğimizi kestirmek için müneccim olmak gerekir ama kuşkusuz aklı başında herkes önümüzdeki yılın da kolay bir yıl olmayacağını tahmin edecektir.

Önümüzdeki dönem yokluklar, hastalıklar, çevre felaketleri ve adaletsizlikler bir yana tüm ülkelerin gündeminde, hatta insanlığın önünde çözüme kavuşturulması gereken bir savaş ve son bulmasını umut ettiğimiz terör belası var. 2017 için hepimizin dileği savaşların, savaşın getirdiği acıların ve terörün sona ermesidir. Ancak biliyoruz ki bu kolay olmayacak… Çünkü dünyamız, geçmiş yıllardan daha adaletsiz ve eşitsizliklerin derinleştiği bir gezegen haline geldi. Ülkeler mutlaka buna bir çare bulmak ve toplumsal yaşamın her alanında daha adil bir düzen sağlamak zorundadırlar. Kalıcı bir barışa ancak adaletli bir yoldan giderek ulaşılabilir. Ünlü Latin özdeyişinde belirtildiği gibi barış istiyorsak, mutlaka adalet ekilmelidir.

Siyasi kutuplaşmanın giderek arttığı, terör belasının günlük yaşamımızı tehdit ettiği ülkemizde ise, emperyalist güçler, dün ve bugün Ortadoğuda sahneye koyduğu oyunun bir benzerini oynamaya çalışmaktadırlar. Bu yeni bir şey olmadığı gibi sadece bizimle ilgili de değildir. Tarihte her zaman Emperyal devletler diğer devletler üzerinde, hatta birbirleri üzerinde oyunlar oynamışlardır. İnsanlık bunun acı faturasını iki dünya savaşı görerek ödediği halde yine de bir Yugoslavya’nın parçanlaması sürecindeki kanlı olayların ve Ortadoğu’da yaşanmakta olan kaosun önüne geçememiştir. Yani bizi parçalayıp bölmeyi amaçlayan oyunlar hep olacaktır. Ancak bu konudaki duruş bir "beka” meselesi olduğu için önemli olan bu tür oyunlara gelmemektir. Bunun yolu da birlik ve bütünlüğümüzü koruyup pekiştirmekten geçmektedir.

Sevgili Basisenliler,

Türkiye Yönetim sistemini değiştirecek bir anayasa referandumu sürecine girdi. Türkiye niye böyle bir yola girdi, yönetim sistemi değişmeli miydi? Cumhurbaşkanlığı sistemi Türkiye için doğru bir sitem midir? Bu zaten kamuoyu ve medyada tartışılıyor. O nedenle bu tartışmalara girmeden sadece şunu söyleyebilirim. Keşke bu olağanüstü koşullar altında bir reform süreci yaşanmadan önce askeri rejimin ürünü olan 82 Anayasası’nın yerine bir sivil anayasa değişikliği gerçekleştirebilseydik. Maalesef bunu yapamadık.

Bundan sonra yapılması gereken şudur: Eğer anayasal sistem bir vesayet rejimi dışında siviller tarafından oluşturulacaksa, bu bir konsensüsle yapılmalıdır. Yani eğer anayasa bir "toplum sözleşmesi” ise, iktidarı, muhalefeti ile toplumun tüm kesimlerinin bu yeni sistem ya da anayasa üzerinde uzlaşması gerekir. Aksi takdirde yüzde ellinin üzerinde bir çoğunlukla kabul edilsin ya da edilmesin toplum bu konuda yeni sıkıntılar, sistem büyük sorunlar yaşayacaktır.

Bizim mevcut gelişmeler karşısında talep ve beklentilerimiz Cumhuriyetimizin bekası, ülkemizin bölünmez bütünlüğü, demokratik ve laik sistemimizin asla değiştirilmemesidir.

Sevgili Basisenliler,

2016 ülkemizde ekonomik, sosyal ve siyasal yaşama ilişkin birçok önemli gelişmelerin yaşandığı ve önemli kararların alındığı, çalışma yaşamını ilgilendiren -otomatik zorunlu BES, özel istihdam büroları ve kiralık işçilik, doğum sonrası izinler gibi- önemli düzenlemelerin yapıldığı bir yıl oldu. İşkolumuzda ise dijitalleşme ve fintech olarak adlandırılan finansal teknoloji olanakları çalışma hayatını da köklü biçimde değiştirdi. Bitcoin ve blockchain gibi teknolojilerin bu değişimi daha da köklü hale getireceği öngörüldü. Yönetim kurulu üyeliğini de yaptığım uluslararası üst örgütümüz UNI ve tüm dünyadan üyesi olan finans sendikaları ile birlikte BASİSEN de bu gelişmelerin çalışanların lehine şekillenmesi için alınacak önlemleri araştırmaya yönelik çalışmalar içerisinde yer aldı.

Uluslararası çalışmalarımız dışında BASİSEN olarak bizler, 2016 yılında sendikal çalışmalarımızı aralıksız sürdürdük. İçinde bulunduğumuz bu olağanüstü koşullara ve bankacılıkta yaşanan acımasız rekabete rağmen çalışanların üçte ikisinin örgütsüz olduğu işkolumuzda, örgütlü bulunduğumuz 8 işletmemizde üyelerimiz için bir en uygun toplu iş sözleşmelerini imzaladık. Şubelerimiz düzeyinde yükselme sınavlarına hazırlanan üyelerimiz için mesleki eğitim kursları düzenlerken, değişik sanatsal, sosyal, kültürel ve sportif organizasyonlar gerçekleştirdik. Bu yıl içerisinde çalışma mevzuatındaki önemli değişikliklerin üyelerimiz için uygulanması amacıyla, çatımız altındaki işletme yönetimleriyle protokoller yaptık. Bu arada örgütlenme çalışmalarımızda da yeni adımlar attık ve Borsa İstanbul A.Ş. artık BASİSEN çatısı altına girdi.

2017 yılında da yeni hedeflerle kaldığımız yerden sendikal çalışmalarımızı sizlerden aldığımız güçle sürdüreceğiz. Hepimizin tahmin ettiği gibi 2017 oldukça zor bir yıl olacak… Örgütlülük her zaman önemlidir ama zor günler için daha da önemlidir. Bu bağlamda örgütlülüğe ve Sendikanıza her zamankinden daha fazla sahip çıkmanız gerekir. Bunu yaparsak sizlerden aldığımız güç ve örgütlülüğe olan inancımızla, dün olduğu gibi yarınlarda da zorlukları kolaya çeviririz.

Sevgili Basisenliler, zorluklar ve acılar yaşadığımız bir yılı geride bırakırken, 2017’nin bizlere, ülkemize ve tüm dünyaya barış, huzur, sağlık ve mutluluk getirmesi dileğiyle, siz değerli üyelerimizin yeni yılını kutluyorum.

Sevgilerimle…

 

METİN TİRYAKİOĞLU

BASİSEN Genel Başkanı 

 

 

Başkanın daha önceki yıllara ait mesajları: