Sevgili Basisenliler,
Tüm dileklerinizin gerçekleştiği,
sağlık, başarı ve mutluluk dolu güzel bir yıl diliyor ve bu duygularla hepinizi
sevgiyle kucaklıyorum.
Sevgili Basisenliler,
Yerel seçimler ile ardından İstanbul’da
yenilenen tartışmalı yerel seçimler, ABD Devlet Başkanı Donald Trump’ın
ülkemize yönelik devlet adamlığı ile bağdaşmayan yakışıksız ekonomik
tehditleri, Barış Pınarı Hareketi tartışmaları, yılın sonunda Kanal İstanbul tartışmalarıyla ilerleyen
siyesi gündemle bir yılı daha geride bıraktık. Ne yazık ki, önceki birkaç yılda
olduğu gibi 2019’da siyaset yaşamımıza damgasını vurarak, ekonomik yaşamdan
sosyal sorunlara, çalışma yaşamından sendikal örgütlülüğe kadar birçok önemli
konuyu geri planda bıraktı. Sosyal yaşamın temeline inildiğinde belirleyici
olanın ekonomi olduğu bilinen bir gerçektir. Başka bir ifade ile sosyal ve
siyasal alanı büyük ölçüde ekonomi belirler. Ancak Türkiye, 2015 yılından beri ekonomik
ve sosyal sorunlarına doğru dürüst odaklanmadığı gibi pes peşe yapılan seçimler
nedeniyle seçim yorgunu, siyasettin her şeyin önüne geçmesi nedeniyle siyaset bezgini
bir ülke haline gelmiştir.
Yine de 6 Haziran İstanbul Belediye
Seçimleri’nden sonra yani 2019’un 3. Çeyreğiyle birlikte
başta ekonomi olmak üzere işsizlik, gelir dağılımı, vergi adaleti gibi sorunlar
ve dış politika konuları üzerinde durulmaya başlanmıştır…
Genel hatlarıyla Türkiye’deki
gelişmeler belirttiğimiz konulardan oluşurken, Dünyada uluslararası sistemin
baş aktörleri dünyamızı istikrarsızlaştırmak için elinden gelen her şeyi
yapıyor... Uluslararası ilişkiler, diplomasi üslubu terkedilerek, ülkelerarası
ticari tehdit ve ticari savaşlara indirgenmiş durumda. Dünya’daki gelişmelere dönüp baktığımızda
olumlu gelişmeler göremiyoruz; yeni sağ ve popülizmin önde gelen lideri ABD
devlet Başkanı Donald Trump; Çin’le, Rusya’yla Almanya’yla, İran’la,
Venezüella’yla, Kuzey Kore’yle ve Türkiye’yle neredeyse sürekli çatışma
halinde… Avrupa’nın diğer liderleri ise Avrupalıların dikkatini kapitalist
sistemin yaşadığı krizden İslamofobi, yabancı düşmanlığı, göçmen karşıtlığı
gibi politikalara kaydırma gayreti içinde...
Oysa ekonomilerde yaşanan
daralmanın yol açtığı ve bankacılık gibi bazı sektörlerde dijital dönüşüm
süreciyle birlikte artan işsizlik sorununu çözebilmek, bölgesel savaş ve
çatışmaları önleyebilmek, giderek bozulan gelir dağılımını düzeltebilmek, başta
Afrika kıtası olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde ortaya çıkan açlık, kıtlık ve
yaygın hastalık tehlikesine çare bulabilmek ve çevrenin tahribatının önüne geçebilmek
için dünyanın daha fazla istikrar ve huzura, başta süper güçler olmak üzere tüm
ülkelerin işbirliğine ihtiyacı var.
Sevgili Basisenliler,
Tekrar Türkiye’ye dönecek
olursak; başta da belirttiğim gibi, geride bıraktığımız 5 yıl içerisinde, 23
Haziran 2019 İstanbul seçimlerini de dahil ettiğimizde Türkiye tam 6 seçim yaşamıştır.
Popülist söylem, vaat ve uygulamalar üzerinden yürütülen politikalar, devlet
kurumlarını sorunlara odaklanarak çözüm üretmekten uzaklaştırdığından, başta dış
politika olmak üzere, ekonomik; yani büyüme hızının yavaşlaması, enflasyon, istihdam
ve işsizlik, gelir dağılımı gibi sorunlarla çalışma yaşamının temel sorunları
giderek kronik bir hal almıştır. Bu noktada belirtmeliyim ki, artık iktidar ve
muhalefetiyle siyasetin enerjisini Türkiye’nin temel sorunlarının çözümü için
harcaması gerekir. Çünkü artık Türkiye’nin kaybedecek hiç zamanı yoktur.
Siyasetin seçim süreçleriyle birlikte kullandığı dil toplumu gereksiz yere ve
aşırı ölçüde kutuplaştırmıştır. Tarihin değişik zamanlarında nice uygarlığın
ortaya çıkmasına ve farklı kültürlerin bir arada yaşamasına tanıklık eden bu
topraklarda var olan hoşgörü kültürü zayıflamış, toplumsal dokumuzda var olan
birlik ve beraberlik ruhu yaralar almıştır. Bunun onarılmasına her zamankinden
daha fazla ihtiyacımız olduğu bir dönemden geçmekte olduğumuzun bilinciyle
hareket edilmesi gerekir.
Sevgili
Basisenliler,
Türkiye’nin ekonomik
sorunlarıyla birlikte sosyal sorunları da tüm ağırlığı ve yakıcılığıyla çözüm beklemektedir.
Özellikle ekonominin istihdam yaratma kapasitesinin düşmesiyle birlikte
işsizlik büyük bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Resmi rakamlara göre
bugün Türkiye’deki işsizlerin sayısı 4,5 milyonu aşmış durumdadır. Yine
gençlerin dörtte birinden fazlası, kentsel alandaki kadınların %35’i işsizdir. Artan
işsizlikle birlikte, artan yoksulluk gelir dağılımını bozarken, bozulan gelir
dağılımı toplumsal huzursuzlukları da artırmaktadır.
Türkiye ekonomisinde yaşanan
sorunlar kısa vadede aşılacak gibi görünmediğinden acil olarak işsizliği
azaltıp, işgücüne yeni katılanların talebine cevap verecek şekilde ekonomiyi
canlandırma ve buna bağlı olarak istihdamı artırma seferberliği başlatmak
mevcut siyasi iktidarın başta gelen görevi olmalıdır.
Bunlarla birlikte acil çözüm
bekleyen başka sorunlar da bulunmaktadır. Özellikle komşularımız Irak ve
Suriye’de yaşanan savaşlar nedeniyle yaşanan göç, Türkiye’de ciddi bir mülteci
sorunu ortaya çıkarmıştır. Güney sınırlarımızdaki komşu ülkelerdeki devam eden
istikrarsızlıklar, yeni göç dalgaları da ortaya çıkarabilir. Bu tür dış göçler
sadece ekonomik, sosyal ve kültürel sorunlar ortaya çıkarmıyor. İşsizliğin
artışıyla birlikte kamuoyunda yabancılara farklı bir tutum takınılmasına da yol
açmaktadır. Bu bağlamda tehlikeli bir şekilde yabancı düşmanlığını beraberinde
getirecek potansiyellere sahiptir. İktidarın da dış politikamızla birlikte bu
konularda da çözüm üretmesi gerekmektedir.
Sevgili
Basisenliler,
Türkiye’nin sosyal
sorunlarını ele alıp incelemek bu yazımızın çerçevesini aşacağından, farklı
konulara sadece ana başlıklar halinde değinmeyi tercih etmekteyim. Bu bağlamda
birkaç satır da çalışma yaşamının sorunları üzerinde durmak istiyorum.
Çalışma yaşamının genel
durumunu da ekonomi belirler. Ancak siyasi iktidarın uyguladığı politikaların
çalışma yaşamını büyük ölçüde etkilediği de bir gerçektir. Özellikle siyasi
söylem ve kararların ekonomiye yansımasının bir sonucu olarak ekonomimizde
ortaya çıkan sıkıntılar çalışma yaşamındaki sorunları artırmaktadır. 2018 yılı
Ağustosunda başlayıp üç çeyrek devam eden ekonomik küçülme çalışma yaşamındaki
sıkıntıları artırdığı görülmektedir. Şirketlerin konkordato ilan etmesi,
kapanması ya da küçülmesi işsizliği artırdığı gibi çalışma yaşamındaki
sorunları ağırlaştırmakta, sendikal örgütlenmeyi zorlaştırmakta ve toplu
pazarlıkları olumsuz etkilemektedir.
Ekonomideki daralma yanında
dijital dönüşüm ya da Endüstri 4.0 sürecinin birçok sektörde ürün ve hizmet
kanallarını, çalışma biçimini, iş ve görev tanımını ve bir bütün olarak
istihdamın yapısını etkilediği görülmektedir. Özellikle finans sektöründe bu
değişim bariz bir şekilde yaşanmaktadır. Artık bankacılık hızla
dijitalleşmekte; “internet bankacılığı” ama daha çok “mobil bankacılık” kanalıyla işlemler
gerçekleşmektedir. Öyle ki, sitemdeki yer alan tüm banka müşterilerinin
neredeyse %90’ı dijital kanalları kullanmaktadır. Bu değişimin bir sonucu
olarak şube sayılarıyla birlikte çalışan sayısında önemli bir azalma eğilimi
başlamıştır. Örneğin Türkiye Bankalar Birliği’nin verilerine göre bankacılık
sektöründe 2015 ve Haziran-2019 döneminde 900’ün üzerinde şube kapanırken, 12
bin kişilik bir istihdam daralması yaşanmıştır. Bankacılıktaki bu değişim
hepimiz açısından önemlidir. Bu konuda örgütlü çalışanların temsilcisi olarak
sorumluluğumuzun bilincindeyiz. BASİSEN dijitalleşme ve getireceği sorunların
farkındadır. Uluslararası ilişkilerimiz çerçevesinde üst kuruluşumuz UNI ve
kardeş sendikalarla karşılıklı bilgi ve deneyim alışverişi ile işbirliği
içerisindeyiz. Ayrıca dijitalleşmeyi anlamak, sendika olarak gerekli aksiyonları
almak için süreci yakın bir şekilde izlenmekteyiz.
Sevgili
Basisenliler,
Ekonomik büyümede yaşanan
gerileme ve yapısal sorunlar, ayrıca yukarıda kısaca değindiğim dijitalleşmenin
ortaya çıkardığı işsizlik sorunu, topyekûn çalışma standartlarını aşağı çektiği
gibi iş güvencesini de ortadan kaldırmaktadır. Bu gelişmeler örgütlülük
üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bugün sendikalı işçilerin toplam
sendikalaşabilir işçilere oranına baktığımızda yaklaşık olarak %14’lük bir
örgütlülük düzeyi karşımıza çıkmaktadır. Ancak toplu iş sözleşmesi düzeninden
yararlananlar sendikalı işçilerin üçte ikisi kadardır. Örgütsüzlük ve toplu
pazarlık düzeninin olmayışı milyonlarca işçiyi vahşi kapitalizmin acımasız
çarkları arasında ezmeye devam etmektedir.
Bunun yanında, hem
sendikasız işletmelerin yaygınlığı nedeniyle ve hem de işsizlik sorunu gerçeği karşısında
sendikalı işyerlerinde toplu iş sözleşmesi düzenini korumak giderek
zorlaşmaktadır. Sendikalar, toplu pazarlık masasına; örgütsüz işletmelerin
yaygınlığı, özellikle sendikasız işyerlerinden gelen etik değerlere ve
çalışanların örgütlenme hakkına saygısı olmayan işletme yöneticilerinin sendikasızlaştırma
stratejileri ile 6356 sayılı Yasanın sendikalar aleyhine getirdiği
“işyeri-işletme barajı”, “kapsam dışı personel uygulamaları”, ve “zorlaştırılmış
grev prosedürü” gibi örgütlenme ve toplu pazarlık hakkını sınırlayan
düzenlemelerin baskısı altında oturmaktadırlar. Böylece bir yanda ekonominin
gerçekleri ve işletmelerin “kraldan çok kralcı” profesyonelleri, diğer yanda
toplu iş mevzuatının işveren lehine hükümleri sendikaları sonuç almada
zorlamaktadır.
Bunları sadece Türkiye’de
sendikaların durumunu belirtmek için söylüyorum. Ayrıca şunu da ifade etmek
istiyorum: Sendikalar çalışma yaşamının sorunlarını çözmek için ortaya
çıkmışlardır. Sendikacılık tarihinde başka konularda; örneğin teknolojik
dönüşüm dönemlerindeki eylemlerinde gördüğümüz gibi dijital dönüşümle birlikte
ortaya çıkan sorunları çözmek için de çaba harcamaktadırlar ve çözümler
üretmeye devam edeceklerdir.
Sevgili
Basisenliler,
BASİSEN’in 2018 yılında yönetim
ve organizasyon yapısında başlattığı değişimi, 2019 yılındaki 11. Olağan Genel
Kurulu ile tescillemiş oldu. Günümüzün ihtiyaçlarına cevap vermek, bankacılık
sektöründeki çalışanları daha güçlü bir şekilde temsil etmek amacıyla
gerçekleştirdiğimiz bu değişimle; şubelerimizin sayı ve yetki alanlarını
yeniden belirlediğimiz gibi özellikle üyelerimizle doğrudan iletişim içinde
olan tüm şube organlarımızdaki yöneticilerimizin temsil kabiliyetini de
artırmış olduk.
Böylece, BASİSEN’in
işkolumuzdaki değişimi yönetebilecek sendikal politikalar oluşturabilme
kapasitesi daha da artmıştır. Genel kurullarımızdan sonraki değişik alanlardaki
çalışmalarımızdan aldığımız geri bildirimler de doğru yolda olduğumuzu ortaya
koymaktadır. Örneğin Türkiye’nin içinde bulunduğu bu sıkıntılı sürece rağmen,
süresi sona erdiği için yenilenmesi gereken 2019 yılına ait toplu iş
sözleşmeleri başarıyla sonuçlandırılmıştır.
Sendikamızın 2019 yılıyla
birlikte tüm şubelerimiz kanalıyla, üyelerimizin işteki başarı ve kariyerlerini
etkileyecek eğitim çalışmalarına yönelmesi, yine hafta sonlarını keyifli bir
şekilde geçirecekleri organizasyonlar yapması, Genel Merkezimizle birlikte
Şubelerimizin 23 Nisan ve 22 Haziran’da gerçekleştirdiği ve binlerle ifade
edilen üyelerimizin katıldığı etkinlikler yönetim ve organizasyon yapımızda
gerçekleştirdiğimiz değişimin bir yansımasıdır.
Sevgili
Basisenliler,
BASİSEN 55 yıllık geçmişiyle
Türkiye’deki sendikal hareketin önemli bir parçasını oluşturmaktadır.
Sendikamız aynı zamanda bu geçmişiyle banka, finans ve sigorta işkolundaki örgütlü
geleneğin temelini teşkil etmektedir. Bu gelenek her yıl yeni başarı ve
deneyimlerle sendikacılık hareketinin pratiğine zenginlik kazandırmaktadır.
İnanıyorum ki, siz değerli
üyelerimizden aldığımız güç ve destekle Sendikamız güçlü bir şekilde 2020 ve
sonraki yıllarda da yoluna devam edecektir. Bugüne kadar başarıyla geldik,
başarılarla geleceğe yürümek de bizlerin ellerindedir. Hepimiz biliyoruz ki,
yarınlarda da büyük zorluklar bizi bekliyor, ama bizler örgütlülüğün gücüne
inanıyoruz. Sizlerden alacağımız güç ve destekle Sendikamız karşısına çıkan
engelleri aşacak ve zorlukların üstesinden gelecektir. Dün ve bugün olduğu gibi
yarınlarda da haklı olduğumuz her konuda kararlı duruş sergilediğimiz,
örgütlülüğe ve örgütümüze olan inancımızı ve desteğimizi sürdürdüğümüz zaman
bizi bu haklı olduğumuz yoldan kimse çeviremez.
Tüm dileklerinizin gerçekleştiği,
sağlık, başarı ve mutluluk dolu güzel bir yıl diliyor ve bu duygularla hepinizi
sevgiyle kucaklıyorum.
Metin
Tiryakioğlu
BASİSEN Genel Başkanı
Başkanın daha önceki yıllara ait mesajları:
- Başkanımızın Mesajı
- Başkanımızın Mesajı
- Başkanımızın Mesajı
- Başkanımızın Mesajı
- Başkanımızın Mesajı
- Başkanımızın Mesajı
- Başkanımızın Mesajı
- Başkanımızın Mesajı
- Başkanımızın Mesajı
- Başkanımızın Mesajı
- Başkanımızın Mesajı
- Başkanımızın Mesajı
- Başkanımızın Mesajı
- Başkanımızın Mesajı
- Başkanımızın Mesajı
- Başkanımızın Mesajı
- Başkanımızın Mesajı
- BAĞLANTIYI KESME HAKKININ YKB TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNE GİRMESİNİ SAĞLADIK
- Sevgili Basisenliler, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı ve Sendikamızın 56. Kuruluş Yıldönümü ile Ramazan Bayramımızın kutlu olmasını diliyorum.
- Sevgili Basisenliler,
- Başkanın Mesajı
- Başkanın Mesajı 31.12.2017
- Başkanın Mesajı 31.12.2016
- Başkanın Mesajı 19.05.2016
- Başkanın Mesajı 01.07.2016
- Başkanın Mesajı 31.12.2015
- Başkanın Mesajı 2015 Ortası
- Başkanın Mesajı 31.12.2014